Farkında Olmadan Şişmanlıyoruz

Farkında Olmadan Şişmanlıyoruz

Son yıllarda ülkemizde fast-food alışkanlığı giderek artmıştır. Kalori, yağ, karbonhidrat, tuz yoğunluğu yüksek vitamin-minerallerden, posadan  fakir oluşu kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kanser, kan yağlarındaki bozulmalar gibi rahatsızlıkların artmasına da zemin hazırlamaktadır. Türkiye’de ulusal veriler incelendiğinde obezite oranı son 20 yılda çocuk ve ergenlerde 2 kat artış göstermiştir.

Obezitenin hazırlayıcı etmenlerine bakarsak devamındaki kötü gelişmeleri nasıl iyileştirebileceğimizi çözmemiz daha kolay olacaktır. Sonsuz faktörü etmen olarak saymamızın yanında son 10-20 yıl içerisindeki obezitenin asıl artış nedeni; endüstriyel gelişme ile birlikte fiziksel aktiviteye dayalı yaşam tarzından aktif olmayan yaşam tarzına geçiş ve yoğun kalorili besinlerin tüketilmesi olarak görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün son verilerine göre dünya çapında 4 kişiden 1’i (1,4 milyar insan), kadınların %23’ü ve erkeklerin %32’si aktiflik yönünden yetersizdir.

Bunun yanında besinlere ulaşımın kolaylaşması anlık ve pratik olarak gördüğümüz hızlı besinlerin tüketimini arttırmaktadır. Fast-food olarak bildiğimiz bu besinler fazla miktarda karbonhidrat, yağ, enerji içerdikleri için o an alınan doygunluk hissiyatı azalır. Beyin doygunluğu yaklaşık 15-20 dakikada hissetmeye başlar. Bu doygunluk ulaşımı kolay, hacmi küçük ve enerji yoğunluğu yüksek besinler ile karşılanmaya kalkıldığında fark etmeden çok fazla enerji vücuda alınmış olur. Bu nedenle ev yemeklerinin, miktarlarının, yeme şeklinin, çeşitliliğinin hatta tabak büyüklüğünün, renginin dahi önemi artmaktadır. Evde yemek pişmesi aslında çok önemli bir faktördür. Yemek pişerken emek ve sevgi ile uğraşılıp yapılan bir ürün ortaya çıkar. Yavaş pişen, aile ile mutlu, huzurlu bir şekilde tüketilen bir öğün ortaya çıkar. Bu şekilde yemeğin hem tadına varılmış olur hem de yeterli derecede besin ögesi vücuda alınıp psikolojik olarak da doygunluk sağlanmış olur. Yemek yeme şekli de burada çok önemlidir. Besinlerle alınan enerji günlük yaşantımızın ve vücudumuzun sağlıklı olabilmesi için gereklidir. Bir anda yemeğe yüklenmek; fazla kalori alımına, doygunluk hissiyatının hemen oluşmamasına, sindirim problemlerine (mide yanması, reflü, gastrit, hazımsızlık gibi), boşaltım problemlerine (ishal, kabızlık gibi) neden olabilir. Bir anda tüketilen öğünlerden sonra halsizlik oluşabilir. Bu halsizlik, bir anda ve fazlaca tüketilen besin/yiyeceklerden sonra vücudun bu besinleri/yiyecekleri sindirimi için enerji harcamasından dolayı gerçekleşebilir. Bunun yanında günlük yaşantımız, boşaltım, emilim gibi günlük ve vücut için gerekli olan eylemler için gerekli enerji kalmayabilir. Ondan dolayı yemekleri yerken yavaşça, çiğneyerek, tadına vararak ve uygun miktarlarda tüketilmesi gerekmektedir. İşlenmiş gıdaların bahsettiğimiz gibi enerjisi yüksek ve besin ögesi barındırma oranı düşüktür, yani besleyici değillerdir. Ulaşım imkanının kolay, lezzetli, ucuz olması da bu ürünlerin tüketimi ile beraber beslenme bozukluklarını ve çeşitli rahatsızlıkları (obezite, şeker hastalığı, kanser vs.) arttırmaktadır.

WhatsApp WhatsApp ile Her Zaman Ulaşın